İyi ile kötünün bahçesinde

Benim replika bir saatim yok, edinmeyi de hiç düşünmedim, yine de replika kullananları hor görmem, hor görülmemeliler çünkü heves edip edindikleri saatlerin gerçek'leri çok pahalı, malum klişeyi de unutmayalım "taklitler asıllarını yaşatır" derler.

Aylar önce bir akşam, tesadüfen her saat sevdalısının edinmek istediği forumlarda da çok adı geçen binlerce dolarlık bir saati koluma alıp taktım, şurasını burasını kurcaladım, arkasından saatin içindeki cümbüşü seyreyledim ve çok şaşırdım, çünkü bu saatin diğer saatlerden işçilik bakımından çok farkı vardı elbette, mekanizmasından gelen ses tam Herbert von Karajan yönetimindeki Berlin Filarmoni Orkestrası'nın müziğine benziyordu, irili ufaklı bütün parçalar bir uyum içerisinde hareket ediyordu, saatin yapımında kullanılan malzeme de çok kaliteliydi çok da hafifti, merak ettim ancak hangi madenden yapıldığını sormaya da utandım.

Şaşkınlığım geçtikten sonra bir süre sonra genel olarak hiç haz alamadığım bir saat olduğunu dehşetle farkettim. Benim 70'lerin başında üretilmiş ve bunca yaşına rağmen günde 10 saniye sapması olan vefakâr Tissot'm çok daha albenili geliyor bana, teşekkür ederek çok güzel saat olduğunu söyledim, ama bana hitap etmediğini de söyledim.

Demem o ki bazen hakikat dahi tahammül edilemez olabilir, o zaman bari gerçeğin görüntüsüyle kendimizi avutalım diye düşünebiliriz.

Ancak replikaların ahlaken doğru bir yerde durmadıklarını da söylemek gerekir. Replikalar gösterişli ve ahlaksızca insanı gıdıklayan nesnelerdir.

En ucuz hakiki saat, en pahalı replikadan daha iyidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...