Bağımsız saatçiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bağımsız saatçiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Miyazaki, Steampunk ve Voutilainen



Tasarım ve mekanizmada kendi açtığı yolda ilerleyen bağımsız saatçilerin önde gelen bir ismidir Kari Voutilainen.

28ti modeli ise ilk gördüğümde "Kari Voutilainen efendi yine coşmuş!" dediğim bir saat oldu. 

Gösterişli denge köprüsü, iri denge çarkı ve vidaların belirgin oluşuyla Steampunk türü bir saat gibi görünüyor, daha da iyisi Hayao Miyazaki'nin "Gökteki Şato" filminden fırlamış gibi.

Pek sevemediğim ama artık bir Voutilainen imzası olan akrep ve yelkovan tasarımı kadran ortadan kalkınca okunurlukta sorun yaşatıyor olsa da görsel olarak hoş. 

Zaten artık saatler saati göstermiyor, zevk, zarafet ve teknik ustalığı işaret ediyor.


Güç göstergesi arkada, bu durum rastlanan bir şey lakin saniye ibresinin arkada olması pek görülen bir durum değil, çok çok iyi bir fikir.

Basel fuarında her defasında saatseverleri şaşırtan bağımsız saatçileri övmek bir gelenek oldu. 

Hodinkee de öyle yapmış:

Geniş zamanların sanat eseri

MB&F
Legacy Machine No.1

Günümüzde çağdaş teknolojilerin yeniliklerini takip eden, mimarlık ve heykel sanatı gibi farklı alanlardan beslenen, eserlerini klasik ve ölmeyen değerlerin üzerine inşa eden saat mimarları ve fizikçileri var. 

Kimileri için belki şaşkınlık verici. Ama mekanik saat dünyasındaki yenilikler hiç bitmiyor. Mekanik teknikler için artık 'tamam oldu, kemâle erdi, bundan öteye gidilemez' derken yeni patentler alınıyor, yeni icatlar yapılıyor. Mekanik saatçilik bir yönüyle geleneksel zanaatkârların birikime dayanan, bir başka yönüyle bilimsel gelişmelerin ışığında yürünen aydınlık bir yolda.

Saat dünyasındaki bilimsel, estetik ve teknolojik gelişmelerin, bizim gibi saatseverlere ne faydası olabilir diye düşünelim. Aklıma büyük ressam Pablo Picasso geliyor. Pablo Picasso, devrimci bir ressam olarak sanat dünyasını ve sanatseverleri nasıl değiştirdiyse, teknik buluşları ve estetik değerleri birleştiren her yeni deneysel saat, saatseverleri de aynı şekilde daha görgülü, daha açık fikirli yaparak değiştirecek.

Bugünkü yaratıcılık düzeyine son 200 yıldır rastlanılmadı desek yanlış söylemiş sayılmayız. Üst düzey saatlerdeki çeşitlilik ve mekanizmaların sanatsal değerlerinin artması sonucu bugün 1970'lerde yaşanan krizin çok uzağında yeni bir saat kültürü oluştu. 

Bazı saatler şimdiki zamanı göstermiyor, onlar geniş zamanların sanat eseri.

Ladoire punk rock saati



Ladoire Geneve henüz 3 yaşında taze bir kuruluş, fakat sağlam adımlarla bağımsız saatçilerin arasında yürüyor. Kendilerine özgü bir mekanizma ve yine kendilerine özgü bir kasa ve kadran tasarımıyla dikkat çekiyorlar. En beğendiğim modellerden biri sayfada fotoğrafları görülen biraz çirkin ama zyadesiyle gösterişli ve çekici görünen Ladoire RGT Punk Rock modeli.

Ben daha çok tasarıma takıldım. Hem öyle bir mekanizma ve kasa yapısı kurgulamışlar ki, her türlü geliştirmeye ve her türlü farklı biçimde yorumlanıp yine de kendisi olabilecek deli bir tasarıma imza atmışlar.

Ama işin en zor tarafı sıfırdan bir mekanizma tasarlamaktır sanırım, gövde bir noktada tasarıma da biçim veriyor. Bu tarz akrebi başka yelkovanı bambaşka bir yerde olan saatlerden hazzetmiyorum aslında, üzerinde düşünmek gereken nokta; böyle bir zamanda yeni bir marka ve yeni bir saat üzerinde düşünüp buna emek vermek, yatırım yapmak. Ortaya çıkan sonuç estetik olarak herkesin hoşuna gitmese de birilerinin mutlaka gönlüne göre bir ihtiyaca cevap veriyordur zaten, işin önemli bulduğum ve saygıyla eğildiğim kısmı cesaret.

Keşke ülkemizde de mevlevi dervişlerinin bir zamanlar yaptığı gibi yüzde yüz cesarete, inanca ve girişim ruhuna sahip insanlar olsa.



Yaratıcılık başka bir şey, Ladoire Geneve verimli olmadığı söylenen 'Mikro rotor' düzeneğe de `çağdaş` bir yorum getirmiş.

Daha fazlası için bakınız:

1. Ladoire Geneve
2. Ladoire Geneve – Helvetic timepieces

McGonigle Biraderler ve Kozmik Dönüş



İrlanda'nın en uzun ırmağı olan Shannon kıyısındaki bir şehirde büyüyüp önce Dublin'de eğitim gören ardından İngiltere'de çalışan ve sonra İsviçre'ye giden ve burada çeşitli şirketlerde saat tamirinden en karmaşık saatlerin yapımına kadar çeşitli görevler yapan ve nihayetinde kendi hayallerini 2004 yılında gerçekleştirmeye muvaffak olan çok yetenekli McGonigle biraderler yaptıkları her saate öylesine özeniyorlar ki sonuçta ortaya seyirlik bir sanat eseri meydana geliyor.



Yaptıkları kurmalı tourbillon düzenekli saatlerin 100 saat güç süresi var. Mekanizmada ise "az çoktur" felsefesine uygun olarak normalden daha az parça kullanmaya çalışmışlar ve geçmişten ilham alarak geliştirdikleri yöntemlerle de bunu başarmışlar.

Tabii yaptıkları eşsiz saatlerin her birinin fiyatı son derece yüksek ve satın almak benim gibi saat meraklılarının kesesine göre değil. Fakat bu durum McGonigle kardeşlerin saatlerinin fotoğraflarına bakmanın bile ayrı bir zevk olmasını engellemiyor. :)



Tourbillon: Kozmik dönüş

Bu arada tourbillon düzeneğinin saate estetik güzellik dışında ne kattığı her zaman tartışılan bir durumdur. Tourbillon düzeneğinin mekanik saatlerde hassasiyeti artırdığı söylenegelir fakat aslında kayda değer bir fayda var mıdır? Nesnel verilere baktığımızda öyle abartılacak kadar bir yarardan söz edemiyoruz. Ben de bu tarz düşünsem de bu düzeneğin bir yaratıcılık ürünü olduğunu da göz ardı etmemek gerektiği konusunda şerh düşmeliyim.

Aslında fazla düşünürsek sonuçta çağımızda mekanik saate bile gerek yok, ne de olsa her yanımızda saatin kaç olduğunu gösteren bir uyarıcı var. Fakat sorun da işte bu noktada, saat var saat var... Basit dijital saatler (örneğin cep telefonundaki saat) kimine yeterken, kimi insan saat denen zaman makinesinin hayatında başka bir yer tutmasını istiyor, daha özel bir şey olsun istiyor, üstüne konuşmak, sohbet etmek istiyor.

'Tourbillon' gerekli veya gereksiz bu konu belki de hiç önemli değil, milyonlarca dolara satılan bir resim düşünelim, çok mu gereklidir? Mona Lisa, Louvre müzesindeki camekanlı bölmesinde her gün binlerce gözün kendisine bakmasına karşın gerekliliği tartışılamaz bir yapıt mıdır? 100 yıl kadar önce o da hemen yanında sergilenen diğer sanat eserleri sınıfındandı, ama sonra yıllar içerisinde bir arzu nesnesine dönüşmedi mi? İşte saat güzelleri de bu cinsten bir sanat eseridir. İlk eserlerin ortaya çıktığı günlerden bugüne geldiğimizde artık bir sanat eserinin gerekli olup olmadığını sorgulamıyoruz. Çünkü yeryüzü uygarlığı içinde sanat yapıtlarının da bir yeri ve bir tarihi var.

McGonigle biraderlerin yaptığı gibi eşsiz mekanik minyatür yapıtlar insanda güzel sanatların verdiği hazzı veriyorsa o zaman işte kalbe ve beyne seslenen zaman araçlarının, yani bilim/sanat/zanaat yapıtlarının da aslında zihin için, huzursuz ve mutsuz ruhlarımız için bir teselli olduğu, ağrılarımızı dindirdiği görülecektir.

Sanat eserleri gereklidir çünkü insan için vardır, saatler de öyle.



Fotoğraflar+çizim/Photographs+drawing: © McGonigle

Ekler:

--> Monochrome | Increased interest in independent watchmakers?

--> Tempered online | McGonigle Brothers | John and Stephen

--> TimeZone | The McGonigle Brothers

--> Watchprosite | Made in Ireland - An interview with the McGonigle Brothers | By Su JiaXian

--> TicTacTalks Forum | TEMPUS Independent Watchmaker Report - McGonigle Tourbillon

--> Watchprosite | New work from the McGonigles

--> The Watch Lounge | The Tuscar From McGonigle
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...