Omega etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Omega etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kamyonlar kavun taşır, saatler 10'u 10 geçer



Uzun zamandır dergilerde, gazetelerde yayımlanan reklamlarda, haberlerde, makalelerde istisnaları olsa da genellikle saatler hep 10'u 10 geçe konumundadır, bu duruma hepimiz aşinayız sanıyorum.

Bu durumun nedenlerini tahmin etmek hiç zor değil, birincisi saatin üreticisine dikkati çekmek (çünkü üretici logoları çoğunlukla 12'nin hemen altında olur, akrep ile yelkovan markayı kucaklar gibi görünür, güven duygusu uyandırır), ikincisi hafif bozuk da olsa bir gülümsemeyi andırır böylece olumlu bir görüntü oluşturur, üçüncüsü eğer saat üzerinde alt kadranlar varsa bunlar doğal olarak 3, 6 ve 9 yönlerinde bulunduklarından görüntü karmaşıklığına neden olmaz, alt kadranlar rahatlıkla görünür olduğundan böyle bir tercih var.

Ama benim  anlatmak istediğim biraz başka:


Son zamanlarda 10'u 10 geçe saatimi seyretmeyi alışkanlık haline getirdim.

Artık saatin 10'u 10 geçmesini bekleyip o vakit  saatime bakıyorum, 10'u 10 geçe oluşan görüntü çok hoşuma gidiyor, reklamlardaki saatler umurumda değil, beni ilgilendiren kolumdaki saatin güzelliği.

Saat 10'u 10 geçe akrep ve yelkovan kollarını açmış benim bakışlarımı bekliyor gibi geliyor, ben de saatimin bu haline kayıtsız kalamıyorum.

Fotoğraf: Omega, 1942.

Louis Erard ve Maurice Lacroix



Bu sabah gazeteleri okurken, ilk önce Zaman gazetesinde Rotap'ın yayınlattığı bir Louis Erard ilanı gördüm. Son derece şık üç saat ve arkada bir saatin mekanizması görünüyordu. Doğrusu güzel reklamdı. Arkasından Türkiye gazetesi daha büyük bir sürpriz yaptı: 2 tam sayfa Maurice Lacroix reklamı! (LPI) görünce bir süre gözlerime inanamadım. Hele 2. sayfadaki saate (Masterpiece Lune Retrograde) bittim:

Olağanüstü güzellikte bir saat.

Bu güzel reklamların hepsi de İngilizce ne yazık ki. Olduğu gibi alınıp kullanılmış. Türkçe olsaydı daha hoş olurdu bence. Ama ne düşündüler bilemem, daha kolay olduğu için bu yöntemi seçtiklerini düşünüyorum. Daha önce yine bu gazetelerde Tag Heuer ve Omega reklamları görmüştüm. Onlar da çok güzeldi (ve elbette İngilizce) tabii.

Milliyet, Radikal, Vatan, Cumhuriyet filan gibi gazetelerde böyle ilanlar göremiyorum. Neden acaba?

Müşfik Kenter'in saati

.



"1957'de ilk kez maaşımla babama Omega marka bir saat aldım. Maaşım 320 liraydı, saate 290 lira vermiştim.
Vefatından sonra saat yine bana kaldı, sahnede hep o saati takarım, babamı yanımda hissetmek için."

Hürriyet, 22.03.2005, sayfa 4.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...